Aşık Veysel ve Necip Fazıl'dan Şiirler

İstanbul Başvaizi Mustafa Akgül Hoca'dan Aşık Veysel ve Necip Fazıl şiirleri....

 

 

Bütün Mesele Allahın Rızası, Dostların Sadakası

 

 

Ben giderim adım kalır

Dostlar beni hatırlasın...

Düğün olur bayram gelir

Dostlar beni hatırlasın...

 

Can kafeste durmaz uçar

Dünya bir han konan göçer

Ay dolanır yıllar geçer

Dostlar beni hatırlasın...

 

Ne gelsemdi ne giderdim

Günden güne arttü derdim

Garip kalır yerim yurdum

Dostlar beni hatırlasın...

 

Açar solar türlü çiçek

Kimler gülmüş kim gülecek

Murad yalan ölüm gerçek

Dostlar beni hatırlasın...

 

Gün ikindi akşam olur

Gör ki başa neler gelir

Veysel gider adı kalır

Dostlar beni hatırlasın

 

               Aşık Veysel Şatıroğlu

 

 

 

 

Karacaahmet

Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!

Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!

Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;

Ona sor, gidenlerden kalaşn şey neymiş elde?

 

Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;

Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta...

Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.

Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.

 

Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;

Edebi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.

Edebi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;

Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.

 

Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;

Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bölüm...

Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;

Bu mu dersin, taşlarda donmuş sukuta sebep?

 

Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden, Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.

Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,

'Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.

Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!

Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!

          Necip Fazıl